আল-কোৰআনুল কাৰীমৰ অৰ্থানুবাদ

তুৰ্কী অনুবাদ- মৰকজ ৰুওৱাদুত তাৰ্জামা

Scan the qr code to link to this page

سورة المرسلات - Mürselât Suresi

পৃষ্ঠা নং

আয়াত

আয়াত দেখুৱাওক
টোকা দেখুৱাওক
Share this page

আয়াত : 1
وَٱلۡمُرۡسَلَٰتِ عُرۡفٗا
Yemin olsun, ardı ardına gönderilenlere.
আয়াত : 2
فَٱلۡعَٰصِفَٰتِ عَصۡفٗا
Şiddetle esip savuranlara.
আয়াত : 3
وَٱلنَّٰشِرَٰتِ نَشۡرٗا
Yaydıkça yayanlara.
আয়াত : 4
فَٱلۡفَٰرِقَٰتِ فَرۡقٗا
Ayırdıkça ayıranlara.
আয়াত : 5
فَٱلۡمُلۡقِيَٰتِ ذِكۡرًا
Zikri getirip, bırakanlara.
আয়াত : 6
عُذۡرًا أَوۡ نُذۡرًا
Gerek özür için olsun, gerek uyarı için.
আয়াত : 7
إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَٰقِعٞ
Şüphe yok ki, size vaadedilen mutlaka gerçekleşecektir.
আয়াত : 8
فَإِذَا ٱلنُّجُومُ طُمِسَتۡ
Yıldızların ışığı söndüğü zaman.
আয়াত : 9
وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ فُرِجَتۡ
Gök yarıldığında.
আয়াত : 10
وَإِذَا ٱلۡجِبَالُ نُسِفَتۡ
Dağlar parçamparça olup savrulduğunda.
আয়াত : 11
وَإِذَا ٱلرُّسُلُ أُقِّتَتۡ
Peygamberlere ümmetleri hakkında şahitlik vakitleri bildirildiği zaman.
আয়াত : 12
لِأَيِّ يَوۡمٍ أُجِّلَتۡ
Bu, hangi güne ertelenmiş?
আয়াত : 13
لِيَوۡمِ ٱلۡفَصۡلِ
Ayrım (hüküm) gününe (ertelenmiştir).
আয়াত : 14
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا يَوۡمُ ٱلۡفَصۡلِ
Hüküm gününün ne olduğunu sen ne bileceksin?
আয়াত : 15
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
O gün vay yalanlayanların haline!
আয়াত : 16
أَلَمۡ نُهۡلِكِ ٱلۡأَوَّلِينَ
Biz, öncekileri helak etmedik mi?
আয়াত : 17
ثُمَّ نُتۡبِعُهُمُ ٱلۡأٓخِرِينَ
Sonra arkadan gelenleri de onların arkasına takacağız.
আয়াত : 18
كَذَٰلِكَ نَفۡعَلُ بِٱلۡمُجۡرِمِينَ
Biz, günahkârlara işte böyle yaparız.
আয়াত : 19
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
O gün vay yalanlayanların haline!

আয়াত : 20
أَلَمۡ نَخۡلُقكُّم مِّن مَّآءٖ مَّهِينٖ
Sizi basit bir sudan yaratmadık mı?
আয়াত : 21
فَجَعَلۡنَٰهُ فِي قَرَارٖ مَّكِينٍ
Ve onu sağlam bir yere yerleştirmedik mi?
আয়াত : 22
إِلَىٰ قَدَرٖ مَّعۡلُومٖ
Belli bir süreye kadar.
আয়াত : 23
فَقَدَرۡنَا فَنِعۡمَ ٱلۡقَٰدِرُونَ
Buna gücümüz yeter. Ne güzel güç yetirenleriz.
আয়াত : 24
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
O gün yalanlayanların vay haline!
আয়াত : 25
أَلَمۡ نَجۡعَلِ ٱلۡأَرۡضَ كِفَاتًا
Biz, yeryüzünü bir toplanma yeri kılmadık mı?
আয়াত : 26
أَحۡيَآءٗ وَأَمۡوَٰتٗا
Diri olanları da, ölü olanları da.
আয়াত : 27
وَجَعَلۡنَا فِيهَا رَوَٰسِيَ شَٰمِخَٰتٖ وَأَسۡقَيۡنَٰكُم مَّآءٗ فُرَاتٗا
Orada yüksek dağlar yaratıp size tatlı su içirmedik mi?
আয়াত : 28
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
O gün yalanlayanların vay haline!
আয়াত : 29
ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ مَا كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ
Yalanlamış olduğunuza (azaba) doğru yürüyün bakalım!
আয়াত : 30
ٱنطَلِقُوٓاْ إِلَىٰ ظِلّٖ ذِي ثَلَٰثِ شُعَبٖ
Üç kollu (ateşin) gölgesine doğru yürüyün!
আয়াত : 31
لَّا ظَلِيلٖ وَلَا يُغۡنِي مِنَ ٱللَّهَبِ
Ne gölgelendirir, ne alevden korur.
আয়াত : 32
إِنَّهَا تَرۡمِي بِشَرَرٖ كَٱلۡقَصۡرِ
O, her biri saraylar gibi olan kıvılcımlar saçar.
আয়াত : 33
كَأَنَّهُۥ جِمَٰلَتٞ صُفۡرٞ
Her biri sarı develer gibidir.
আয়াত : 34
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
O gün yalanlayanların vay haline!
আয়াত : 35
هَٰذَا يَوۡمُ لَا يَنطِقُونَ
Bu, onların konuşamayacakları bir gündür.
আয়াত : 36
وَلَا يُؤۡذَنُ لَهُمۡ فَيَعۡتَذِرُونَ
Onların özür dilemelerine dahi izin verilmez.
আয়াত : 37
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
O gün yalanlayanların vay haline!
আয়াত : 38
هَٰذَا يَوۡمُ ٱلۡفَصۡلِۖ جَمَعۡنَٰكُمۡ وَٱلۡأَوَّلِينَ
Bu, ayırma (hüküm) günüdür. Sizi ve evvelkileri bir araya toplarız.
আয়াত : 39
فَإِن كَانَ لَكُمۡ كَيۡدٞ فَكِيدُونِ
Eğer bir tuzağınız varsa, haydi bana karşı tuzak kurun!
আয়াত : 40
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
O gün, yalanlayanların vay haline!
আয়াত : 41
إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي ظِلَٰلٖ وَعُيُونٖ
Şüphesiz ki takva sahipleri, gölgelerde pınar başlarındadır.
আয়াত : 42
وَفَوَٰكِهَ مِمَّا يَشۡتَهُونَ
Ve canlarının çekip-arzu ettiği meyveler (arasındadırlar).
আয়াত : 43
كُلُواْ وَٱشۡرَبُواْ هَنِيٓـَٔۢا بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Yaptığınız ameller sebebi ile afiyetle yiyin, için.
আয়াত : 44
إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ
Biz, iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.
আয়াত : 45
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
O gün yalanlayanların vay haline!
আয়াত : 46
كُلُواْ وَتَمَتَّعُواْ قَلِيلًا إِنَّكُم مُّجۡرِمُونَ
Yiyin ve biraz yararlanın; muhakkak ki siz günahkârlarsınız.
আয়াত : 47
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
O gün, yalanlayanların vay haline!
আয়াত : 48
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱرۡكَعُواْ لَا يَرۡكَعُونَ
Onlara; “Rükû edin!” denildiği zaman rükû etmezlerdi.
আয়াত : 49
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
O gün yalanlayanların vay haline!
আয়াত : 50
فَبِأَيِّ حَدِيثِۭ بَعۡدَهُۥ يُؤۡمِنُونَ
Onlar bundan (Kur'an'dan) sonra artık hangi söze iman edecekler?
সফলভাৱে প্ৰেৰণ হৈছে