വിശുദ്ധ ഖുർആൻ പരിഭാഷ

തുർകിഷ് വിവർത്തനം - ഡോ. അലി ഓസ്കും സംഘവും

Scan the qr code to link to this page

سورة النبأ - Nebe Suresi

പേജ് നമ്പർ

ആയത്ത്

ആയത്തിൻറെ ടെക്സ്റ്റ് പ്രദർശിപ്പിക്കുക
സൈഡ് നോട്ട് പ്രദർശിപ്പിക്കുക
Share this page

ആയത്ത് : 1
عَمَّ يَتَسَآءَلُونَ
Birbirlerine neyi soruyorlar?
ആയത്ത് : 2
عَنِ ٱلنَّبَإِ ٱلۡعَظِيمِ
(İnanıp inanmamakta) büyük haberi mi?
ആയത്ത് : 3
ٱلَّذِي هُمۡ فِيهِ مُخۡتَلِفُونَ
Ayrılığa düştükleri.
ആയത്ത് : 4
كَلَّا سَيَعۡلَمُونَ
Hayır! Anlayacaklar!
ആയത്ത് : 5
ثُمَّ كَلَّا سَيَعۡلَمُونَ
Yine hayır! Onlar anlayacaklar!
ആയത്ത് : 6
أَلَمۡ نَجۡعَلِ ٱلۡأَرۡضَ مِهَٰدٗا
Biz, yeryüzünü bir döşek yapmadık mı?
ആയത്ത് : 7
وَٱلۡجِبَالَ أَوۡتَادٗا
Dağları da birer kazık.
ആയത്ത് : 8
وَخَلَقۡنَٰكُمۡ أَزۡوَٰجٗا
Sizi çifter çifter yarattık.
ആയത്ത് : 9
وَجَعَلۡنَا نَوۡمَكُمۡ سُبَاتٗا
Uykunuzu bir dinlenme kıldık.
ആയത്ത് : 10
وَجَعَلۡنَا ٱلَّيۡلَ لِبَاسٗا
Geceyi bir örtü yaptık.
ആയത്ത് : 11
وَجَعَلۡنَا ٱلنَّهَارَ مَعَاشٗا
Gündüzü de çalışıp kazanma zamanı yaptık.
ആയത്ത് : 12
وَبَنَيۡنَا فَوۡقَكُمۡ سَبۡعٗا شِدَادٗا
Üstünüzde yedi kat sağlam göğü bina ettik.
ആയത്ത് : 13
وَجَعَلۡنَا سِرَاجٗا وَهَّاجٗا
(Orada) alev alev yanan bir kandil yarattık.
ആയത്ത് : 14
وَأَنزَلۡنَا مِنَ ٱلۡمُعۡصِرَٰتِ مَآءٗ ثَجَّاجٗا
Üst üste yığılıp sıkışan bulutlardan şarıl şarıl akan sular indirdik.
ആയത്ത് : 15
لِّنُخۡرِجَ بِهِۦ حَبّٗا وَنَبَاتٗا
Size tohumlar, bitkiler; (ağaçları) yetiştirmek için,
ആയത്ത് : 16
وَجَنَّٰتٍ أَلۡفَافًا
sarmaş dolaş olmuş bağlar ve bahçeler yetiştirmek için.
ആയത്ത് : 17
إِنَّ يَوۡمَ ٱلۡفَصۡلِ كَانَ مِيقَٰتٗا
Şüphesiz hüküm günü vakit olarak belirlenmiştir.
ആയത്ത് : 18
يَوۡمَ يُنفَخُ فِي ٱلصُّورِ فَتَأۡتُونَ أَفۡوَاجٗا
Sûr'a üflendiği gün, bölük bölük Allah’a gelirsiniz;
ആയത്ത് : 19
وَفُتِحَتِ ٱلسَّمَآءُ فَكَانَتۡ أَبۡوَٰبٗا
gökyüzü açılır ve orada pek çok kapılar oluşur,
ആയത്ത് : 20
وَسُيِّرَتِ ٱلۡجِبَالُ فَكَانَتۡ سَرَابًا
dağlar yürütülür, serap haline gelir.
ആയത്ത് : 21
إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتۡ مِرۡصَادٗا
Şüphesiz, cehennem pusuda beklemektedir.
ആയത്ത് : 22
لِّلطَّٰغِينَ مَـَٔابٗا
Azgınların barınağı olacak,
ആയത്ത് : 23
لَّٰبِثِينَ فِيهَآ أَحۡقَابٗا
(Azgınlar) orada çağlar boyu kalırlar,
ആയത്ത് : 24
لَّا يَذُوقُونَ فِيهَا بَرۡدٗا وَلَا شَرَابًا
orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar,
ആയത്ത് : 25
إِلَّا حَمِيمٗا وَغَسَّاقٗا
kaynar su ve irin tadarlar.
ആയത്ത് : 26
جَزَآءٗ وِفَاقًا
Ancak (dünyada yaptıklarına) uygun karşılık olarak.
ആയത്ത് : 27
إِنَّهُمۡ كَانُواْ لَا يَرۡجُونَ حِسَابٗا
Çünkü onlar hesap gününü (geleceğini) ummazlardı.
ആയത്ത് : 28
وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا كِذَّابٗا
Bizim âyetlerimizi yalanladıkça yalanlamışlardı.
ആയത്ത് : 29
وَكُلَّ شَيۡءٍ أَحۡصَيۡنَٰهُ كِتَٰبٗا
Biz ise her şeyi bir kitapta sayıp yazmışızdır.
ആയത്ത് : 30
فَذُوقُواْ فَلَن نَّزِيدَكُمۡ إِلَّا عَذَابًا
Tadın! Bundan sonra yalnızca azabınızı arttıracağız.

ആയത്ത് : 31
إِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ مَفَازًا
Şüphesiz takvâ sahipleri için umulanı buldukları yer,
ആയത്ത് : 32
حَدَآئِقَ وَأَعۡنَٰبٗا
bahçeler, üzüm bağları,
ആയത്ത് : 33
وَكَوَاعِبَ أَتۡرَابٗا
göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar,
ആയത്ത് : 34
وَكَأۡسٗا دِهَاقٗا
içki dolu kâseler vardır.
ആയത്ത് : 35
لَّا يَسۡمَعُونَ فِيهَا لَغۡوٗا وَلَا كِذَّٰبٗا
Onlar orada ne boş bir lâkırdı ne de yalan işitirler.
ആയത്ത് : 36
جَزَآءٗ مِّن رَّبِّكَ عَطَآءً حِسَابٗا
Bunlar Rabbinin yeterli bir bağışı, mükâfatıdır.
ആയത്ത് : 37
رَّبِّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا ٱلرَّحۡمَٰنِۖ لَا يَمۡلِكُونَ مِنۡهُ خِطَابٗا
O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir. O, rahmândır. O gün insanlar O'na karşı konuşmaya yetkili değillerdir.
ആയത്ത് : 38
يَوۡمَ يَقُومُ ٱلرُّوحُ وَٱلۡمَلَٰٓئِكَةُ صَفّٗاۖ لَّا يَتَكَلَّمُونَ إِلَّا مَنۡ أَذِنَ لَهُ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَقَالَ صَوَابٗا
Ruh (Cebrail) ve melekler saf saf olup durduğu gün, Rahmân’ın izin verdiklerinden başkaları konuşmazlar; konuşan da doğruyu söyler.
ആയത്ത് : 39
ذَٰلِكَ ٱلۡيَوۡمُ ٱلۡحَقُّۖ فَمَن شَآءَ ٱتَّخَذَ إِلَىٰ رَبِّهِۦ مَـَٔابًا
İşte o, kesin olarak gelecek gündür. O halde dileyen Rabbine varan bir yol tutsun.
ആയത്ത് : 40
إِنَّآ أَنذَرۡنَٰكُمۡ عَذَابٗا قَرِيبٗا يَوۡمَ يَنظُرُ ٱلۡمَرۡءُ مَا قَدَّمَتۡ يَدَاهُ وَيَقُولُ ٱلۡكَافِرُ يَٰلَيۡتَنِي كُنتُ تُرَٰبَۢا
Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkârcı kişi: «Keşke toprak olsaydım!» diyecektir.
അയക്കൽ വിജയകരമായി പൂർത്തിയാക്കി