آیت :
60
وَمَآ أُوتِيتُم مِّن شَيۡءٖ فَمَتَٰعُ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَزِينَتُهَاۚ وَمَا عِندَ ٱللَّهِ خَيۡرٞ وَأَبۡقَىٰٓۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ
Size verilen her şey dünya hayatının geçimliği ve süsüdür. Allah’ın yanında olanlar ise daha iyi ve kalıcıdır. Hala düşünmez misiniz?
آیت :
61
أَفَمَن وَعَدۡنَٰهُ وَعۡدًا حَسَنٗا فَهُوَ لَٰقِيهِ كَمَن مَّتَّعۡنَٰهُ مَتَٰعَ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا ثُمَّ هُوَ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ مِنَ ٱلۡمُحۡضَرِينَ
Kendisine güzel bir vaadde bulunduğumuz ve dolayısıyla ona kavuşan kimse, kendisini dünya hayatının geçimliğinden yararlandırdığımız sonra kıyamet günü (azaba atılmak üzere) getirileceklerden olanla bir midir?
آیت :
62
وَيَوۡمَ يُنَادِيهِمۡ فَيَقُولُ أَيۡنَ شُرَكَآءِيَ ٱلَّذِينَ كُنتُمۡ تَزۡعُمُونَ
O gün, onlara seslenerek: “İddia ettiğiniz ortaklarım hani nerede?” der.
آیت :
63
قَالَ ٱلَّذِينَ حَقَّ عَلَيۡهِمُ ٱلۡقَوۡلُ رَبَّنَا هَٰٓؤُلَآءِ ٱلَّذِينَ أَغۡوَيۡنَآ أَغۡوَيۡنَٰهُمۡ كَمَا غَوَيۡنَاۖ تَبَرَّأۡنَآ إِلَيۡكَۖ مَا كَانُوٓاْ إِيَّانَا يَعۡبُدُونَ
Haklarında azap sözü gerçekleşmiş olanlar; “Rabbimiz! İşte azdırdıklarımız onlardır. Kendimiz azdığımız gibi, onları da azdırdık. Şimdi ise onlardan uzaklaşarak sana geldik. Zaten onlar, bize de ibadet etmiyorlardı.” dediler.
آیت :
64
وَقِيلَ ٱدۡعُواْ شُرَكَآءَكُمۡ فَدَعَوۡهُمۡ فَلَمۡ يَسۡتَجِيبُواْ لَهُمۡ وَرَأَوُاْ ٱلۡعَذَابَۚ لَوۡ أَنَّهُمۡ كَانُواْ يَهۡتَدُونَ
"Ortaklarınızı çağırın." denir. Onları çağırırlar. Fakat onlara cevap veremezler ve azabı görürler. Ne olurdu (dünyada) hidayete girselerdi!
آیت :
65
وَيَوۡمَ يُنَادِيهِمۡ فَيَقُولُ مَاذَآ أَجَبۡتُمُ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
O gün Allah, onlara seslenerek: “Peygamberlere ne cevap verdiniz?” der.
آیت :
66
فَعَمِيَتۡ عَلَيۡهِمُ ٱلۡأَنۢبَآءُ يَوۡمَئِذٖ فَهُمۡ لَا يَتَسَآءَلُونَ
O gün (onları azaptan kurtaracak) haberler/mazeretler onlara kapanacaktır. Birbirlerine bir şey de soramayacaklar.
آیت :
67
فَأَمَّا مَن تَابَ وَءَامَنَ وَعَمِلَ صَٰلِحٗا فَعَسَىٰٓ أَن يَكُونَ مِنَ ٱلۡمُفۡلِحِينَ
Tevbe ederek iman eden ve salih amel işleyen kimseye gelince, umulur ki o kurtuluşa erenlerden olur.
آیت :
68
وَرَبُّكَ يَخۡلُقُ مَا يَشَآءُ وَيَخۡتَارُۗ مَا كَانَ لَهُمُ ٱلۡخِيَرَةُۚ سُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يُشۡرِكُونَ
Rabbin, dilediğini yaratır ve dilediğini de seçer. Onların ise seçme hakkı yoktur. Allah, onların ortak koştuklarından münezzeh ve yüksektedir/yücedir.
آیت :
69
وَرَبُّكَ يَعۡلَمُ مَا تُكِنُّ صُدُورُهُمۡ وَمَا يُعۡلِنُونَ
Şüphesiz Rabbin; onların içlerinde gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir.
آیت :
70
وَهُوَ ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ لَهُ ٱلۡحَمۡدُ فِي ٱلۡأُولَىٰ وَٱلۡأٓخِرَةِۖ وَلَهُ ٱلۡحُكۡمُ وَإِلَيۡهِ تُرۡجَعُونَ
O, kendisinden başka (hak) ilah olmayan Allah’tır. Dünyada da ahirette de hamd O'na mahsustur. Hüküm de O'nundur ve nihayetinde O'na döndürüleceksiniz.