د قرآن کریم د معناګانو ژباړه

ترکي ژباړه - دکتور علی اوزک او نور

Scan the qr code to link to this page

سورة المطففين - Mutaffifîn Suresi

د مخ نمبر

آیت

د آیت د متن ښودل
د حاشيې ښودل
Share this page

آیت : 1
وَيۡلٞ لِّلۡمُطَفِّفِينَ
Hilekârlara yazıklar olsun!
آیت : 2
ٱلَّذِينَ إِذَا ٱكۡتَالُواْ عَلَى ٱلنَّاسِ يَسۡتَوۡفُونَ
İnsanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam,
آیت : 3
وَإِذَا كَالُوهُمۡ أَو وَّزَنُوهُمۡ يُخۡسِرُونَ
onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise noksan yapan.
آیت : 4
أَلَا يَظُنُّ أُوْلَٰٓئِكَ أَنَّهُم مَّبۡعُوثُونَ
Onlar düşünmezler mi ki, diriltilecekler!
آیت : 5
لِيَوۡمٍ عَظِيمٖ
Büyük bir günde (hesap vermek için) öyle bir gün ki,
آیت : 6
يَوۡمَ يَقُومُ ٱلنَّاسُ لِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
insanlar o günde âlemlerin Rabbinin huzurunda divan duracaklardır.

آیت : 7
كَلَّآ إِنَّ كِتَٰبَ ٱلۡفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٖ
Doğrusu günahkârların yazısı, muhakkak Siccîn’de olmaktır.
آیت : 8
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا سِجِّينٞ
Siccîn nedir, bilir misin?
آیت : 9
كِتَٰبٞ مَّرۡقُومٞ
( o günahkarların yazısı ) Amellerin sayılıp yazıldığı bir kitaptır .
آیت : 10
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
O gün vay haline yalancıların!
آیت : 11
ٱلَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ
Ki onlar, ceza gününü yalan sayarlar.
آیت : 12
وَمَا يُكَذِّبُ بِهِۦٓ إِلَّا كُلُّ مُعۡتَدٍ أَثِيمٍ
Onu ancak hükümleri çiğneyen ve günaha dalan kimseler yalanlar.
آیت : 13
إِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِ ءَايَٰتُنَا قَالَ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Böyle birine âyetlerimiz okununca «Eskilerin masalları» derdi.
آیت : 14
كَلَّاۖ بَلۡۜ رَانَ عَلَىٰ قُلُوبِهِم مَّا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
Hayır! Bilakis onların işlemekte oldukları (kötülükler) kalplerini kirletmiştir.
آیت : 15
كَلَّآ إِنَّهُمۡ عَن رَّبِّهِمۡ يَوۡمَئِذٖ لَّمَحۡجُوبُونَ
Hayır! Onlar şüphesiz o gün Rablerinden (O'nu görmekten) mahrum kalmışlardır.
آیت : 16
ثُمَّ إِنَّهُمۡ لَصَالُواْ ٱلۡجَحِيمِ
Sonra onlar cehenneme girerler.
آیت : 17
ثُمَّ يُقَالُ هَٰذَا ٱلَّذِي كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ
Sonra onlara: «İşte yalanlamış olduğunuz (cehennem) budur» denilir.
آیت : 18
كَلَّآ إِنَّ كِتَٰبَ ٱلۡأَبۡرَارِ لَفِي عِلِّيِّينَ
Hayır! Andolsun iyilerin kitabı İlliyyûn'dadır.
آیت : 19
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا عِلِّيُّونَ
İlliyyûn nedir, bilir misin?
آیت : 20
كِتَٰبٞ مَّرۡقُومٞ
(O İlliyyûn'daki kitap) İçinde ameller kaydedilmiş bir kitaptır.
آیت : 21
يَشۡهَدُهُ ٱلۡمُقَرَّبُونَ
Kitabı, Allah’a yakın olanlar görür.
آیت : 22
إِنَّ ٱلۡأَبۡرَارَ لَفِي نَعِيمٍ
İyiler kesinkes cennettedir.
آیت : 23
عَلَى ٱلۡأَرَآئِكِ يَنظُرُونَ
Onlar orada koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.
آیت : 24
تَعۡرِفُ فِي وُجُوهِهِمۡ نَضۡرَةَ ٱلنَّعِيمِ
Onların yüzünde nimetlerin sevincini görürsün.
آیت : 25
يُسۡقَوۡنَ مِن رَّحِيقٖ مَّخۡتُومٍ
Kendilerine mühürlü hâlis bir içki sunulur.
آیت : 26
خِتَٰمُهُۥ مِسۡكٞۚ وَفِي ذَٰلِكَ فَلۡيَتَنَافَسِ ٱلۡمُتَنَٰفِسُونَ
Onun içiminin sonunda misk kokusu vardır. İşte yarışanlar ancak onda yarışsınlar.
آیت : 27
وَمِزَاجُهُۥ مِن تَسۡنِيمٍ
Karışımı Tesnîm'dendir.
آیت : 28
عَيۡنٗا يَشۡرَبُ بِهَا ٱلۡمُقَرَّبُونَ
(O Tesnîm Allah'a) Yakın olanların içecekleri bir kaynaktır.
آیت : 29
إِنَّ ٱلَّذِينَ أَجۡرَمُواْ كَانُواْ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ يَضۡحَكُونَ
Şüphesiz günahkârlar, (dünyada) iman edenlere gülerlerdi.
آیت : 30
وَإِذَا مَرُّواْ بِهِمۡ يَتَغَامَزُونَ
Onlarla karşılaştıklarında kaş göz hareketiyle alay ederlerdi.
آیت : 31
وَإِذَا ٱنقَلَبُوٓاْ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِمُ ٱنقَلَبُواْ فَكِهِينَ
Ailelerine döndüklerinde, (alaylarından dolayı) keyiflenerek dönerlerdi.
آیت : 32
وَإِذَا رَأَوۡهُمۡ قَالُوٓاْ إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَضَآلُّونَ
Müminleri gördüklerinde: «Şüphesiz bunlar sapıtmış» derlerdi.
آیت : 33
وَمَآ أُرۡسِلُواْ عَلَيۡهِمۡ حَٰفِظِينَ
Halbuki onlar, müminleri denetleyici olarak gönderilmediler.
آیت : 34
فَٱلۡيَوۡمَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مِنَ ٱلۡكُفَّارِ يَضۡحَكُونَ
İşte o gün (ahirette) de iman edenler kâfirlere gülerler.

آیت : 35
عَلَى ٱلۡأَرَآئِكِ يَنظُرُونَ
Koltuklar üzerinde etrafa bakarlar.
آیت : 36
هَلۡ ثُوِّبَ ٱلۡكُفَّارُ مَا كَانُواْ يَفۡعَلُونَ
Kâfirler, yaptıklarının cezasını buldular mı! (Elbette buldular.)
په کامیابۍ سره ولیږل شو